pavito

Kullanım örnekleri

pavito
little turkey
icon arrow

little

Phonetic: "/ˈlɪ.ɾɫ̩/"

Part Of Speech: noun


Definition: A small amount.

Example: Can I try a little of that sauce?

icon arrow

little

Phonetic: "/ˈlɪ.ɾɫ̩/"

Part Of Speech: adjective


Definition: Small in size.

Example: This is a little table.


Definition: Insignificant, trivial.

Example: It's of little importance.


Definition: Very young.

Example: Did he tell you any embarrassing stories about when she was little?


Definition: (of a sibling) Younger.

Example: This is my little sister.


Definition: (also Little) Used with the name of a place, especially of a country or its capital, to denote a neighborhood whose residents or storekeepers are from that place.


Definition: Small in amount or number, having few members.

Example: little money;  little herd


Definition: Short in duration; brief.

Example: I feel better after my little sleep.


Definition: Small in extent of views or sympathies; narrow; shallow; contracted; mean; illiberal; ungenerous.

icon arrow

little

Phonetic: "/ˈlɪ.ɾɫ̩/"

Part Of Speech: adverb


Definition: Not much.

Example: This is a little known fact.  She spoke little and listened less.


Definition: Not at all.

Example: I was speaking ill of Fred; little did I know that he was right behind me, listening in.

icon arrow

little

Phonetic: "/ˈlɪ.ɾɫ̩/"

Part Of Speech: pronoun


Definition: Not much; not a large amount.

Example: Little is known about his early life.

icon arrow

turkey

Part Of Speech: noun


Definition: The guinea fowl (family Numididae).


Definition: A bird in the genus Meleagris with a fan-shaped tail and wattled neck, especially the wild turkey (Meleagris gallopavo, now domesticated).


Definition: The flesh or meat of this bird eaten as food.

Example: All week after Thanksgiving, I had turkey sandwiches for lunch.


Definition: With a distinguishing word: a bird resembling the Meleagris gallopavo (for example, the bush turkey or brush turkey (Alectura lathami), and the water turkey (Anhinga anhinga)).


Definition: An act of throwing three strikes in a row.


Definition: A patient feigning symptoms; a person faking illness or injury; a malingerer.


Definition: A pack carried by a lumberman; a bindle; also, a large travel bag, a suitcase.


Definition: A failure.

Example: That film was a turkey.


Definition: (usually mildly) A foolish or inept person.

Example: The turkey cut in front of me and then berated me for running into him.

İngilizce Türkçe Cümle Çevirmeni

İster eğitim, iş veya kişisel amaçlar için İngilizce'den Türkçe'ye veya Türkçe'den İngilizce'ye çevrilmiş metinlere ihtiyacınız olsun, online çeviri siteleri aklınıza gelen ilk çözüm olabilir. Tercümanımız kurumsal, akademik, yasal, tıbbi terimleri yetkin bir şekilde dikkate alır. Ayrıca çeviri aşamasında, aklınıza gelen metnin, ihtiyacınız olan terimler kullanılarak, bu alanda profesyonellerle çalışarak ihtiyacınız olan tarzda tercüme edildiğinden emin olabilirsiniz.

Çeviri yazılımımızı diğer makine çevirmenlerinden farklı kılmak için çok yol kat ettik. Türkçe - İngilizce çevirmenimiz orijinal metnin anlamını ve cümlenin ana fikrini asıl amaçlandığı gibi korumak için tasarlanmıştır. Çevirmenimiz olabildiğince insandır. Ürünümüz en iyi gizliliği sağlar. Verilerinizi izlemiyor, satmıyor veya saklamıyoruz. Çevirileriniz size aittir. Transferler için kayıt ve ödeme gerekli değildir!İngilizce, dünyada yaklaşık 1,5 milyar insan tarafından konuşulmaktadır. Dünyada en çok konuşulan dildir. 1.000.000'den fazla kelime var! Türkçe, Türkiye'de, Kuzey Kıbrıs'ta yaklaşık 80 milyon kişi ile Avrupa ve Kuzey Amerika'daki göçmen toplulukları tarafından konuşulmaktadır. Yaklaşık 88 milyon konuşmacı ile en çok konuşulan Türk dilidir. Türk dili, Türkiye'nin batısında yer alan Anadolu'da ortaya çıkmıştır. Şu anda, bu iki hacimli ve harika dildeki çevirilerle hızlı, rahat ve ücretsiz çalışmanız için size profesyonel çevirmenimizin işlevselliğini sunuyoruz!