mettre en liberté provisoire

Kullanım örnekleri

mettre en liberté provisoire
allow bail
icon arrow

allow

Phonetic: "/əˈlaʊ/"

Part Of Speech: verb


Definition: To grant, give, admit, accord, afford, or yield; to let one have.

Example: to allow a servant his liberty;  to allow a free passage;  to allow one day for rest


Definition: To acknowledge; to accept as true; to concede; to accede to an opinion.

Example: to allow a right;  to allow a claim;  to allow the truth of a proposition


Definition: To grant (something) as a deduction or an addition; especially to abate or deduct.

Example: To allow a sum for leakage.


Definition: To grant license to; to permit; to consent to.

Example: Smoking allowed only in designated areas.


Definition: To not bar or obstruct.

Example: Although I don't consent to their holding such meetings, I will allow them for the time being.


Definition: To acknowledge or concede.


Definition: To take into account by making an allowance.

Example: When calculating a budget for a construction project, always allow for contingencies.


Definition: To render physically possible.


Definition: To praise; to approve of; hence, to sanction.


Definition: To sanction; to invest; to entrust.


Definition: To like; to be suited or pleased with.

icon arrow

bail

Phonetic: "/beɪ̯l/"

Part Of Speech: noun


Definition: Security, usually a sum of money, exchanged for the release of an arrested person as a guarantee of that person's appearance for trial.


Definition: Release from imprisonment on payment of such money.


Definition: The person providing such payment.


Definition: A bucket or scoop used for removing water from a boat etc.


Definition: A person who bails water out of a boat.


Definition: Custody; keeping.

icon arrow

bail

Phonetic: "/beɪ̯l/"

Part Of Speech: verb


Definition: To secure the release of an arrested person by providing bail.


Definition: To release a person under such guarantee.


Definition: To hand over personal property to be held temporarily by another as a bailment.

Example: to bail cloth to a tailor to be made into a garment; to bail goods to a carrier


Definition: To remove (water) from a boat by scooping it out.

Example: to bail water out of a boat


Definition: To remove water from (a boat) by scooping it out.

Example: to bail a boat


Definition: To set free; to deliver; to release.

Türkçe-İngilizce Şarkı Sözleri Çevirmeni

Belki tercümanlık mesleğinde ustalaşmak istersiniz? Sitemizle eğitiminiz hızlı ve kolay olacak! Çevirmenler çeviri yaparken çeşitli becerilere ve materyallere ihtiyaç duyarlar. Çevirmenlerin genel özellikleri çevrilecek olan erek dile ve kaynak dile çok iyi hakim olmak, okuduklarını ve duyduklarını iyi anlamak ve iyi bir hafızaya sahip olmaktır. Fonetik, gramer ve cümlelerdeki kelime örnekleriyle birlikte kapsamlı bir kelime, deyim ve ifade kitaplığına sahip çevirmenimiz ilk kez kullanışlı bir materyal olarak kullanılabilir.

İster eğitim, iş veya kişisel amaçlar için İngilizce'den Türkçe'ye veya Türkçe'den İngilizce'ye çevrilmiş metinlere ihtiyacınız olsun, online çeviri siteleri aklınıza gelen ilk çözüm olabilir. Tercümanımız kurumsal, akademik, yasal, tıbbi terimleri yetkin bir şekilde dikkate alır. Ayrıca çeviri aşamasında, aklınıza gelen metnin, ihtiyacınız olan terimler kullanılarak, bu alanda profesyonellerle çalışarak ihtiyacınız olan tarzda tercüme edildiğinden emin olabilirsiniz.Yukarıdaki giriş alanını kullanarak İngilizce-Türkçe sözlükte bir Türkçe terim arayın. İngilizce veya Türkçe arama yapabilirsiniz. İngilizce veya Türkçe aradığınız cümlenin çok fazla çevirisi varsa filtreleme seçeneklerini kullanarak sonuçları sınırlandırabilirsiniz. İngilizce-Türkçe sözlükte harfe göre ara. İngilizce-Türkçe sözlük, alfabeyi manuel olarak görüntüleme olanağı sağlar. Belirli kelimelerin çevirilerine bakmak ve bir cümle bağlamında ne anlama geldiklerini görmek için aşağıdaki bağlantıları da kullanabilirsiniz.